yoremiz
yazı1
YÖREMİZ – FIRAT VE DİCLE BOYU – XEYLANLILAR
İnsanların Anadolu’ya, Mezopotamya üzerinden Fırat boylarını takip ederek geldikleri ve bu gelişin dördüncü zamandan sonraki ( Cilalıtaş veyahut Yenitaş ( Neolit ) devreye rastlandığı Bilim Adamlarınca tespit edilmiştir.
Asrımızda yapılan araştırmalara göre; jeoloji çağlarının sonuncusu olan dördüncü zamanda yukarı Mezopotamya ve çevresinin kar ve buzlarla kaplı olduğu, M.Ö 25000–10000 yılları arasında ise Fırat boylarını izleyerek Anadolu’ya gelen insanların da eskitaş ( kabataş ) devri yaşadıkları varsayılmaktadır.
Ayrıca; Taş çağlarının; Eskitaş ( paleolit ), Orta Çağ ( mezolit ) ve Cilalıtaş-Yenitaş ( neolit ) devirlerde Akdeniz’in kuzeyinde de M.Ö. 10000–7000 yılları arasında yaşamın olduğu sanılmaktadır.
Yenitaş çağının sonlarında, Doğu Anadolu’da insanların madenleri işlemeye başladığı tespit edilmiştir. M.Ö. 4000 yıllarından sonra, bu yörede kavim ve devletlerin yerleştiği kabullenilmektedir.
M.Ö. 3500 yıllarında; Subaru, Elam ve Guti’lerin devamı olarak Huri’lerin bu yöreye yerleştikleri tespit edilmiştir. Yine arî ırktan olan Huri’ler; Erzurum, Bingöl, Diyarbakır üzerinden büyük göç dalgaları halinde ilerleyerek Hitit’leri yenmiş ve ikinci Truva şehrini yakıp yerine Hattuşaş şehrini merkez edinmişlerdir. Buradaki kültürleri de birleştirerek büyük Hitit Devletini kurmuşlardır.
M.Ö. 1800–1200 yılları arasında Huri’lerdeki değişmelerden dolayı bazı boylar ayrılmış ve bu boylar Kassi ( M.Ö. 1732–1171 Güneyde), Mitanni, Nairi ve benzeri krallıklardır. Yukarı Fırat ve Dicle yöresi ve çevresi Mitanni Krallığına bağlanmıştır.
M.Ö. 1200 yılından sonra Frig’ler Anadolu’yu geçerek Hitit Devletinin egemenliğine son vermiştir. Ancak bilahare ayrı ayrı Hitit beylikleri bir araya gelerek URARTU ( ARARAT ) Devletini kurmuşlardır. Yukarı Mezopotamya ve çevresi Urartu Devletinin sınırları içinde kalmıştır. Bu dönemde Urartu Kralı birinci Sarduri’nin Oğlu İspui’ni ( 828–810 ) yeniden Hitit Kralını yenerek kendine bağlamış ve sınırlarını Balkanlara kadar genişlemiştir.
İ s k i t akınları Urartu topraklarında seyrettiğinden ve Kimmer’lerle yapılan savaşlardan dolayı Urartu Devleti zayıflamıştır. Bu dönem sürecinde, 28 yıl Saka’ların Anadolu’nun bazı kesimlerinde hüküm sürdüğü belirtilmekte ise de kesin kanıtlar elde edilememiştir. Kuzeyde Kasit’lerin ve Batıda ise Lulu’ların uzun zaman hâkimiyetleri görülmüştür.
Zagros-Elam halkının desteği ile M.Ö. 673 tarihinde Asur’lara karşı yapılan ayaklamalar sonucunda MED Devleti kurulmuştur.
MED-İskit savaşlarında, Med Kralı Key Aksar Kızılırmak boylarına kadar olan toprakları ülkesine katarak Urartu egemenliğine son vermiştir. ( M.Ö. 633–584 )
Med Kralı Key Aksar’ın ölümünden sonra oğlu Astıyağ memleketi iyi idare edemeyince, bundan yararlanan Pers’ler Med Devleti egemenliğine son vererek topraklarını ülkelerine katmıştır. ( M.Ö. 550 yılında ). Yukarı Fırat ve Dicle yöresi de Pers hâkimiyeti altına girmiştir. ( M.Ö. 584–331 ).
Büyük İskender döneminde bu yöre ve havalisi Makedonya’lıların idaresine geçmiştir. ( M.Ö. 331–250 ). Büyük İskender, Pers Kralı DARA’yı öldürtüp kızı ile evlenmiştir.
M.Ö. 250 yılında, İran’da Part Krallığı teşkil edince, bu yöre ve civarı Part’lara tabi olmuştur. Ancak M.Ö. 117 yılında Tarianos Part’ları yenerek bu yöreleri yeniden Roma İmparatorluğuna bağlamıştır.
M.Ö. 75–17 yılları arasında yukarı Fırat ve Dicle civarı, Başkenti Diyarbakır olan Ermenistan Krallığına bağlı kalmıştır. Ermeni’ler Frig’lerin devamıdırlar. M.Ö. 19 yılında Ermenistan Krallığı ortadan kaldırılarak, M.S. 3. Yüzyıl ortalarına kadar bu yöreler Roma İmparatorluğuna bağlı kalmıştır.
İran’da Part’lardan sonra kurulan Sasani Devleti ( M.S. 225 ) ile Roma İmparatorluğu arasında; Bingöl, Erzurum, Diyarbakır, Palu ve dolayları iki düşman devletin savaş alanı olmuştur. ( M.S 604–638 ) Bu yöreler, Sasani’lerin Arap’lar karşısındaki mağlubiyetine kadar zaman zaman Bizans ve Sasani’ler arasında el değiştirmiştir.
M.S. 634–638 Hz Ömer döneminde ve Ebu Ubeyde’nin başkomutanlığı zamanında Halit Bin Velit; Bingöl, Diyarbakır; Maden, Palu ve civarları ile Talo hâkimiyetindeki Kığı kalesini almıştır. Talo bu muharebede öldürülmüştür.
Yukarı Fırat ve Dicle yöresi; Arap, Bizans, Türk boyları ve İran’lılar arasında zaman zaman el değiştirmiş ise de, M.S. 1040 yılına kadar İslam Arap devletlerinin egemenliğinde kalmıştır.
1040 yılından 1057 yılına kadar söz konusu yöre, İran Selçuklu Devletine bağlı kalmıştır. M.S. 1057 yılından sonra ise Bizans hâkimiyeti görülmektedir. Bizans hâkimiyeti 1071 yılına kadar (Malazgirt Meydan Muharebesi ) sürmüştür.
İran Selçukluları ( Türk boyları) Anadolu’yu Bizanslardan temizleyerek M.S. 1093 yılında Rum Selçuklu Devletini kurmuşlardır. Eski tarihlerde olduğu gibi Alparslan döneminde de Selçuklu Devletine bağlı kalmak kaydıyla, yöredeki Emirlerin birer hükümet kurmasına müsaade edilmiştir. Bu devirde Diyarbakır, Erzurum, Palu ve Bingöl çevresi Ebil (Ebül) Kasım Beye verilmiştir.
1112 yılında, bu yöreler Emir’inin ölümünden sonra, İslam gazilerinden Belek bütün bu toprakları çevirerek Palu’ya emirlik yapmıştır. Sonradan bu yörenin bazı kesinleri Mengüç beylerine geçmiştir. 1200 yılında Selçuk Sultanı Malatya’yı alarak bu yöreleri kendisine bağlamıştır. Alaattin Key Kubat ve oğulları döneminde bu yöreler biraz da olsa huzura kavuşmuştur. Ancak Karakoyunlu’ların bu devirde Anadolu’ya geçişleriyle yeniden savaşlar başlamıştır.
Bu yöreler 1243 yılına kadar Selçuklulara bağlı kalmış ve bu tarihten sonra da Moğolların hükümdarlığına geçmiştir. 1468 yılına kadar Karakoyunlu ve daha sonraları da Akkoyunlu’ların ( 1403–1408 ) hâkimiyetine geçmiştir. 1473 tarihinden beri İran devletine bağlı olan bu yöreler 1514 yılında Şah İsmail ile yapılan savaşta Osmanlı’ların egemenliğine geçmiştir.
Bu yöredeki beyliklerin, çoğunlukla İslam halifesine bağlı kalınarak hüküm sürdükleri ve yöre halklarının da tayin edilen mahalli beyliklerle idare edildikleri görülmektedir. Ve, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş tarihi olan 1923 yılına kadar Osmanlı Devleti hudutları içinde yer almıştır.
Palu’nun Dımbıli (zaza) Héylan halkı !...
Dımbıli’lerin (Denbıli) dinsel lider Pir Mansur liderliğinde, Beni Kılab’ın Fatimi’lerle olan sürtüşmelerinden dolayı 1029 yılında Halep’ten Cizre’ye ve Hakkâri’ye oradan da Eğil’e geldiği rivayet olunmaktadır. Bir rivayete göre de, Ézidi bir aşiret olan Dımbıli’ler, sonradan Müslümanlığı benimsemiş ve Botan’dan Azerbaycan’a gelerek Xoy’un kuzeybatısındaki Sekmanabad’ı tımar olarak almış, Akkoyunlu’lar döneminde de Hakkâri’nin bir kısmını ele geçirmişlerdir.
Şah İsmail’in Eğil’i işgal etmesinden sonra bu aşiretin bir kolu Palu, Baxin ve Harput’ta; diğer kolu ise Berdenc’de sonra da Çarmuk’ta (Çermik-Ergani-Maden’in güneyi) hüküm sürmüştür.
Eğil’den göç ederek Karakoçan’a (bir kış kalmıştır.) oradan da gelip Xéylan (Kendi adında) köyünü inşa eden Xélil -Abdullah’ın, Abdullah-Maksud’un, Maksud ise Mehemed’in oğludur. Xélil’in üç kardeşi (Kubat, Hasan ve Şeyin) Kığı ve Çat’a yerleşmişlerdir.
Xelil’in çocukları; Elazığ’a bağlı Xeylan, Qıylık, Karakoçanda merkezinde, Yeniköyde (50–55 hane), Elazığ şehir merkezinde yaklaşık 500 hane, Bingöl merkezi (25–30 hane), Mendo köyü, Ğazik köyü, Derenazik (?) ve Malatya’da, ayrıca fert olarak Türkiye’nin her bölgesinde yerleşenler ve ayrıca Avrupa ülkelerinde yaklaşık 500 kişi bunların yarısına yakını ise aile olarak ikamet etmektedir. (1996)
BİBLİYOGRAFYA
1-Arya uygarlıkları S. Mıhotolî Koral Y. -1975
2-Bingöl Tarihi Y. Akbulut TC. Kültür Bakanlığı-1995
3-Kürt Kökeni Büyük Boylar W. ve N. TORî Koral-1991
4-Kürt Tarihi Dr. Fritz-S. Sanlıer Hasat Y.-1992
5-Kürtler & Kürdistan V.Minorsky,T.BOİS,D. M. Doz-96
6-Birlikte Olduğumuz Halklar Welaté TORî KoralY.-1975
7-vıı-x. Yüzyıllarda Kürtler Arşak POLADYAN ÖZGE-91
ALINTIDIR